Menderes ve yasaklı bir şarkı

İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu`nun konserlerini takip edenler, seyirciye göre sahnenin solunda yıllardan beri viyolonsel çalan, gür beyaz saçlı ve kalın gözlüklü müzisyeni çok iyi tanırlar. Adı Fırat Kızıltuğ`dur. Türk musikisine Batı musikisinden geçen, dolayısıyla iki musikiyi de çok iyi bilen bu değerli müzisyen, aynı zamanda lavta çalar, bestekar, şair ve yazardır.

Fırat Bey `in bu yazının yazılmasına da vesile bir özelliği daha vardır: Hoşsohbetlik. Ne zaman karşılaşsak tatlı bir sohbete dalarız ve kendisinden mutlaka bir şeyler öğrenirim.

Devamını oku...

Türk musikisi bilimken eğlence oldu...

-Alaeddin Yavaşca: "Türk musikisi bir bilim iken eğlence haline getirildi"`Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok`, `Kimseyi böyle perişan etme Allah`ım yeter`, `Nerde o günler nerde`, `Ne bildim kıymetin ne bildin kıymetim` ve daha yüzlerce esere imza atan Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca`nın 2001 yılında Türk Musikisi Vakfı için hazırladığı 15 eserlik albümü, Kaf Müzik tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

Devamını oku...