“En büyük şansım Alaeddin Yavaşca ile aynı zaman diliminde, aynı topraklarda yaşamış ve aynı anda nefes almış olmaktır” desem, işte bir müzik sevdalısının duygusallığı diyeceksiniz. Ne yazık ki yanıldınız. Müzisyen Alaeddin Yavaşca'nın hükmünü zaten zaman verecek, hatta verdi bile.

Ben Doktor Alaeddin Yavaşca’yı anlatsam çok mu özel olur?

Yıl 1984. Dört yıllık bir evliliğin ardından bebek beklediğimi öğrendim. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittiğim doktor hanım, yaşımın 35 olduğunu öğrenince gayet renksiz, ruhsuz ve sevgisiz bir ifade ile “Bu ilk çocuğunuz, zaten yaşınız da geçmiş, bu yüzden çok dikkatli olmalısınız. Üstelik normal doğum da yapamayacağınız için fazla yiyip içip kilo almayın” deyince "Aman yarabbi, ben ne yaptım da anneliğe kalkıştım" dedim. Bu hal üç ay devam etti. Her gittiğimde kilo aldığım için azarlanıyor, bu yüzden bebeğimi hiç sevemiyordum. Kulakları çınlasın bir gün Yurdagül Eroğlu’na durumdan söz edince “Sen niye Alaeddin beye gitmiyorsun?” dedi. Ben de bütün müzik camiasının onun hastası olduğunu, bu durumdan bunalmış olabileceğini söyledimse de içime bir kurt düştü. Bir kere o koskoca Alaeddin Yavaşca idi. İkincisi; mesafeliydi hatta az gülümsüyordu. (niye öyle gelirdi bilmem. Halbuki ne kadar güler yüzlüdür)Neyse uzatmayayım, sıkıla utana Alaeddin beye gittim. Tabii ilk muhatabım, güler yüzüyle Ayten Hanım olduğu için tedirginliğim geçtikten sonra hocanın odasına girdim ve o andan itibaren bebeğimi ve anneliği sevmeye başladım. Anne olmanın ne kadar güzel ve özel bir duygu olduğunu ilk o gün ve onun sayesinde anladım. Dilediğim gibi yedim, içtim gezdim, yaşadım ve o özel günlerin keyfini çıkardım. Üstelik önceki doktorun söylediklerine inat( büyük ihtimalle, hoca beni psikolojik olarak çok inandırdığı için)hiçbir tıbbi ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan ilk kızım Hande’yi kucağıma aldım. O altı ay bana Dr Alaeddin Yavaşca’yı değil insan Alaeddin Yavaşca’yı tanıttı.

Bana bebeğimi sevmeyi öğreten sevgili hocam, sanat gibi benmerkezci olmaya en müsait bir alanda, üstelik zirvesinde olanlarında çok seyrek rastlanan insan olma özelliğinizle de hep örnek oldunuz. Sağ olun, var olun.


İncila BERTUĞ - 21 Şubat 2008 Perşembe