İyi ki doğdun Alaeddin Yavaşca!
Büyük besteci ve yorumcu Dr. Alaeddin Yavaşca'nın doğum gününü (D.1926) bu defa Samatya'da Develi'de kutladık. İki yıl önce de Zeki Çetin'in Pınar'ında kutlamıştık.Hem bir müzik, hem de yemek ziyafeti yaşadık Yavaşca'nın doğum gününde.
Hemen hepsine "Arkadaşım" diyebileceğim ve bununla iftihar ettiğim isimlerle yine beraber oldum önceki gece. Selahattin İçli, Nevzat Atlığ, İnci Çayırlı, Ayten-Alaeddin Yavaşca'nın iki yanındaydılar. Cengiz Solakoğlu, yine elindeki cihazlarla geceyi kaydetmekteydi.
Mithat Yılmazer'in yönetiminde Hicazkar faslı başladı derken.
Nesrin-Çetin Körükçü, Ayşe-Osman Özpekel, Ceyda-Merve-Münip Utandı, Yeşim-Adnan Çoban, Adnan Mungan, Fahrettin Çimenli, Ahmet Rasim Küçükusta, Taner Sayacı, sesleri ve sazları ile fasla hayat verdiler.
Sonra hanendeler solist oldu. Bunların yanında Zeki Çetin ve İnci Çayırlı da sololar bölümünde Yavaşca bestelerini seslendirdiler.
Çözmek elinde değil / Kimseyi böyle perişan etme / Başka şey söylemem aşktan yana ben / Bir gizli günah işleterek / Ne bildin kıymetim / Ne günah etse açılmaz / Ümitsiz bir aşka düştüm / Nerde o günler nerde..
Tam bu şarkı bitmişti ki Alaeddin Yavaşca mikrofonu eline alıp, bir anısını anlattı.
27 Mayıs darbesi sonrasında İstanbul Radyosu'nun başına gelen albay, "Eskiyi hatırlatacak" şarkıları yasaklamış. Bu yasağın bilincinde olmayan Sabite Tur da, canlı yayınlanan programında "Nerde o günler nerde"yi okuyunca, program sonrasında müdürün odasına çağrılıp, fırçalanmış. Albay Sabite Tur'a "Sen kuyruk musun" diye bağırıp, çağırmış.
O dönemde devrik Demokrat Parti'den yana olanlara "Kuyruk" denirdi medyada.
Bunları anlattı Yavaşca. Arkasından hepimiz doğum günü pastasının başına geçtik ve birlikte "Boğaziçi, şen gönüller otağı"nı söyledik.
Gecenin finalini Dr. Yavaşça yaptı. Önce Zeki Arif Ataergin'in "Bir nigah et kahr ile sen bakma Allah aşkına"sını söyledi ve geceyi "Çıkar yücelerden haber sorarsın"la noktaladı.
Arif Develi, tüm ailesi ve personeli ile o gecenin mükemmel olması için her şeyi yapmıştı. Develi mutfağından, yuvalama, alinazik, içli köfte, lahmacun, tike kebabı, simit kebabı, künefe gibi Antep mutfağının en lezzetli ürünlerini yedik.
Şenay-Erkan Gürvit ve Elif-Ali Baransel gibi eski dostlarla hasret giderdik.
Bitmesini hiç istemediğim bu gece bitip eve gelince, arşivden baktım. 2003'teki doğum günü için de şunları yazmışım: "Düşünün bir... Amerika'da Cole Porter veya Fransa'da Charles Aznavour yahut İngiltere'de Lloyd Weber için bir hatırlama toplantısı yapılsa medya nasıl ilgilenir bununla..
Çünkü müzik, şarkılar ve besteler, ulusları aynı titreşim katsayısında birleştiren en etkili kültür aracıdır.. Dr. Yavaşça'nın bestelerini hatırlayın. Bu şarkılarsız bir Türkiye olabilir mi? Münir Nureddin'siz, Avni Anıl'sız, Arif Sami Toker'siz, Cinucen Tanrıkorur'suz, Lemi Atlı'sız, Selahattin Pınar'sız bir Türk dünyası düşünebilir misiniz?" Evet.. Yine aynı şeyleri söylüyorum 2005'te.
"Bizi bölecekler" diye komplo teorilerine takılanlardan kaçı, Alaeddin Yavaşca'nın, Selahattin İnal'ın ve gelmiş geçmiş bestecilerin, biz Türkleri ezelden ebede aynı titreşimle birleştirdiğini görebilmiştir acaba? Gelecek yılın 1 Mart'ında da Yavaşca'nın doğum gününü kutlayıp, onun şarkılarını yine dinlemek üzere vedalaştık geçen gece.
Mehmet Barlas
03.03.2005 - Sabah